Not: Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Çalışma Saatleri: 08:00-17:00

Reflü Cerrahisii

  • Home
  • Reflü Cerrahisii

REFLÜ CERRAHİSİ

Mide reflüsü ne demektir?

Büyük ölçüde mide fıtığı ile birliktelik gösteren mide reflüsü tamamen farklı bir durumdur. Halk arasında reflü olarak adlandırılan bu hastalığın tam adı “gastroözefageal reflü hastalığı”dır. İnsanlarda yemek borusu ile mide arasında yemek sonrası gıdaların yemek borusuna geri kaçmasını engelleyen bir kapakçık bulunmaktadır. Bu kapakçık yemek yeme esnasında gıdaların mideye geçişine izin verirken, sindirme esnasında geri kaçmasını önler. Aşırı kilo alma, alkol, kahve, yağlı yiyecekler ve mide fıtığı gibi durumlarda bu kapakçık kapanma görevini yerine getiremez ve mide içerisinde gıdalar ile birlikte mide asidi de yemek borusuna geri kaçar. Bu durum “reflü” olarak bilinir.

Reflü herkeste görülür mü?

Reflü temel olarak fizyolojik ve patolojik olarak ikiye ayrılır. Fizyolojik reflü gün içerisinde birkaç kez olabilir ve herhangi bir önemi olmayıp tedavi gerektirmez. Aşırı yemek sonrası geğirme esnasında ağıza acı su gelmesi buna tipik bir örnektir. Bu durum gebelikte biraz daha fazla görülebilir. Patolojik reflü ise beklenenden daha fazla reflü ataklarının olması ve reflünün yemek borusuna zarar vermesi olarak adlandırılır.

Reflü şikâyetleri nelerdir?

Midenin iç duvarı aside karşı dayanıklı iken yemek borusunun iç duvarı aside karşı dayanıksızdır. Bu nedenle reflü esnasında yemek borusuna kaçan mide içeriği bu bölgede ağrıya ve ağıza acı su gelmesine neden olur. Reflü uzun süreli ve şiddetli olduğunda ses tellerine kadar uzanır ve ses kısıklığına neden olabilir.  Ayrıca mide içeriği soluk borusuna kaçarak öksürük ve pnömoniye kadar ilerleyebilir.

Mide fıtığı ile reflü aynı şey midir?

Bu iki hastalık genellikle birlikte bulunmasına rağmen aynı şeyler değildir. Mide fıtığı, midenin göğüs boşluğuna doğru yer değiştirmesi iken, reflü mide içerisindeki sıvının yemek borusuna geçmesidir.

Reflü oluşmasını kolaylaştıran nedenler nelerdir?

            Aşırı şişmanlık ve gebelik

            Alkol ve aşırı kahve tüketimi

            Çikolata, yağlı gıdalar, kızartmalar, gazlı içecekler, taze meyve suları ve baharatlı gıdalar

            Mide kapakçığının kapanmasını bozan ilaçlar

 

Reflü tanısı nasıl konulur?

Reflü tanısı en önemli aşama tipik reflü şikayetleridir. Tipik reflü şikayetleri olan hastalarda reflü tanısı şu yöntemlerle konulabilir;

  1. Gastroskopide yemek borusunda hasar olması
  2. Hasarlı olan alandan alınan biyopside Barret’s hastalığı bulunması (aşağıda detaylı anlatılmıştır)
  3. Yemek borusunun çıkış kısmında hasara bağlı darlıklar oluşması
  4. pH metrede reflünün gösterilmesi

Bu yöntemler bir bütün olarak ele alındığında altın standart tanı yöntemi şikayeti olan hastalarda gastroskopidir.

Reflü tedavisi nasıl yapılır?

Reflü tedavisi 3 kısma ayrılır:

  1. Yaşam şeklindeki değişiklikler: Reflüyü artıran gıdalardan uzak durulmalıdır

Sigara, alkol ve kahve tüketimi azaltılmalıdır

Yatmadan önce yemek yenilmemelidir

Yatak başı yükseltilmelidir

Kilo verilmelidir

  1. İlaç tedavisi: Bu tedavideki asıl amaç, midedeki asit salgısını azaltmak ve mide ve yemek borusunu asitten korumaktır. Asit salgısını azaltmak için PPI olarak adlandırılan proton pompa inhibitörleri kullanılmaktadır (omeprazol, pantoprazol, lansoprazol gibi). Mide ve yemek borusu duvarını asitten korumak için ise tabaka oluşturan Gaviscon, renni ve antepsin gibi şuruplar kullanılmaktadır.
  2. Cerrahi tedavi

Kimler reflü ameliyatı edilmelidir?

  1. İlaç tedavisinin başarısız olduğu hastalar ( 3-6 ay kullanılmasına rağmen)
  2. Başarılı ilaç tedavisine rağmen ilaç kullanmak istemeyen hastalar
  3. Reflüye bağlı yemek borusunda Barrets ve striktür(darlık) gelişmesi
  4. Reflüye bağlı astım, öksürük ve soluk borusuna kaçak olması

Barret’s diye adlandırılan hastalık neden önemli?

Bu hastalıkta reflüye bağlı olarak yemek borusunun iç katmanını döşeyen zar yapısal olarak bozulmaktadır. Bu durum normal yemek borusuna göre ilerleyen zamanlarda reflüye olan maruziyet arttıkça kanser gelişimine yol açmaktadır.

Reflü Ameliyatı nasıl yapılır?

Reflü ameliyatı günümüzde laparoskopik olarak adlandırılan kapalı yöntemle yapılmaktadır. Bu yöntemde mide ile yemek borusunun birleştiği kısmın arkasından bir pencere açılır. Bu aşamada kıskaçlarda açıklık varsa dikişle daraltılır. Ardından midenin fundus kısmı onu tutan bağlarından serbestlenerek açılan bu pencereden geçirilir ve önde dikişlerle birleştirilir.. Ameliyattan bir gün sonra ağızdan beslenmeye başlanır ve problem yoksa hasta genellikle ameliyattan bir gün sonra taburcu edilir.

Bu ameliyattan sonra reflüye bağlı şikayetler %90 oranında kaybolur ve reflü ilaçlarına büyük ölçüde gerek kalmaz. Genellikle hasta 1 hafta içerisinde günlük aktivitelerine geri dönebilir.

Kapalı (laparoskopik) Mide fıtığı ve Reflü Ameliyatının avantajları ve dezavantajları nelerdir?

Açık ameliyata göre ameliyat zamanının biraz daha uzun olması dışında önemli bir dezavantajı yoktur. En önemli avantajları ise ameliyat sonrası daha az ağrı, daha az hastanede yatış süresi, işe erken dönüş ve kozmetik açıdan daha küçük ameliyat izi olmasıdır.

Ameliyat sonrası nelere dikkat etmeliyim?

Mide fıtığı ameliyatlarındakilere benzer şekilde ameliyattan sonra büyük bir kısmı geçici olan yutma güçlüğü ya da yemek borusunda takılma şikayeti görülebilir. Bu kıskacın daraltılması ve/veya yemek borusu üzerine çepeçevre sarılan mide ile ilişkili olup genellikle 3 ay içerisinde düzelir. Bu nedenle bu dönemde beslenmeye dikkat edilmelidir.  Ayrıca ameliyattan yemek sonra oraya atılan dikişlerin ayrılmasını önlemek için öksürme ve bulanı-kusma engellenmelidir. Bazı hastalarda geğirme ve kusma yeteneği kısıtlanabilir (gaz şişkinliği sendromu). Bu sendrom yemek borusu üzerine çepeçevre sarılan mide ile ilişkili olup 1 ay içerisine düzelir.