Not: Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.
Çalışma Saatleri: 08:00-17:00
Tüp mide yani Sleeve Gastrektomi ameliyatı midenin genişleyen kısmının cerrahi işlemle çıkartılarak midenin tüp (boru) haline getirilmesidir. Mideye bir tüp veya başka bir yabancı cisim yerleştirilmemektedir. Midenin şekli tüp şekline benzediği için tüp mide ameliyatı olarak isimlendirilir. Tüp mide ameliyatının tek etkisi midenin hacminin küçültülmesi üzerine değildir. Mide küçültülerek tüp şekline getirilirken mideden salgılanan açlık hormonu seviyelerinde de ciddi bir düşüş görülmekte ve bu sayede yemeğe karşı istek azalmakta, beyin daha az açlık hissetmektedir.
Tüp mide ameliyatı genellikle laparoskopik bir cerrahi prosedür olarak gerçekleştirilir. Bu işlem, karın bölgesinde birkaç küçük kesiden yapılan kamera ve özel cerrahi aletler kullanılarak yapılır. Bu sayede, daha az invaziv bir yöntem ile mide boyutu küçültülür.
Ameliyat sırasında, genellikle 5 küçük kesiden oluşan açıklıklar yapılarak, bir kamera ve diğer cerrahi aletler karın bölgesine sokulur. Daha sonra mide boyunun yaklaşık yüzde 80'i kesilerek çıkarılır ve geri kalan kısım bir tüp şekline getirilir.
Tüp mide ameliyatı genellikle 1-2 saat sürer ve hastanede birkaç gün kalınması gerekebilir. Ameliyat sonrası iyileşme süreci, kişinin sağlık durumuna ve ameliyat sonrası uygulanan diyet ve egzersiz programına bağlı olarak değişebilir. Ameliyat sonrası, sıvı diyeti ile başlanır ve yavaş yavaş katı yiyeceklere geçilir. Ameliyat sonrası beslenme ve diyet, hastanın ameliyat öncesi kilosuna, yaşına, cinsiyetine ve sağlık durumuna göre özelleştirilir.
Tüp mide ameliyatı kimlere yapılır;
En basit tanımıyla; diyet ve egzersiz gibi cerrahi dışı yollarla kilo veremeyen ya da verdiği kiloları çok kısa sürede alan kişiler için obezite ameliyatı yapılabilir. Obezitenin derecesi, boy ve kilo değeri üzerinden yapılan Vücut Kitle İndeksi (VKİ) ya da Body Mass Index (BMI) olarak adlandırılan formülle hesaplanır. Bu hesaplamada vücut ağırlığı boyumuzun metre olarak ölçüsüne iki kez bölünür.
Bu hesaplamaya göre;
1. VKİ <35 ise ameliyatsız tedavi yöntemleri tercih edilir.
2. VKİ 35-40 arasında ise hastada şeker hastalığı, yüksek tansiyon, karaciğer yağlanması, yüksek kolesterol gibi yandaş hastalık varsa ameliyatlı yöntemler tercih edilir.
3. VKİ>40 ise direkt ameliyat önerilir
- VKi uygun olmayan hastalar
- Ülseratif kolit veya Chron Hastalığı olması
- Ameliyatı kaldıramayacak kadar başka hastalıklarının olması
- Hamilelik
- Ciddi psikiyatrik ve yeme bozukluğu olanlar
- Alkol bağımlılığı olanlar a ameliyat önerilmez
Aslında ameliyat sonrası hasta için yeni ve bembeyaz bir sayfa açılmaktadır. Bu yeni hayatta hem kilolarını verecek hem de eski obeziteye yol açacak zararlı alışkanlıklardan kurtulacaktır. Zira ameliyat sonrası dönemde en az bir yıl mide zararlı ve kalorili gıdaları aldığımızda şiddetli bir refleks vererek bu alışkanlıklardan uzak durmamızı sağlayacaktır. Ameliyat sonrası ilk yıla biz eğitim dönemi diyoruz. Bu dönemde zayıflarken doğru ve sağlıklı beslenme eğitimi ile vücudumuza yeni bir davranış alışkanlığı kazandırmayı hedefliyoruz. Bu dönemde katı bir diyet sistemi yok. Sadece dengeli düzenli ve gerektiği gibi yemeyi ve doyduğumuzda bırakmayı bilmeyi alışkanlık haline getirmeyi hedefliyoruz. Genellikle bu uygulamamıza uyum sağlayan hastalarda sonradan geri kilo alma olayı olmuyor. Ancak bazı hastalar ameliyatın sihirli bir değnek olduğunu ameliyat olunca ömür boyu artık kilo almayacağı algısına kapılabiliyor. Bu oran ise %15-20 arasında değişiyor. Yani 5-6 hastada 1 ‘i tekrar kilo alabiliyor. Bu nedenle ameliyatı bir sihirli değnek gibi görmemek ve yaşantımıza ameliyat sonrası süreci oturtmamız gerekiyor. Yoksa revizyon ameliyatı gerekecektir. Yani ameliyat sonrası kilo almak ya da almamak büyük oranda sizin elinizde.
Genel olarak her hasta ve yakınları ameliyat denilince ciddi bir korku ve telaş içine girmektedir. Haklı olarak medya ve kulaktan dolma bilgilerle hep ameliyatların ölümcül olduğu veya ameliyat olsan da sonra tekrar kilo aldığı gibi klişe yanlış bilgiler sürekli toplumsal olarak bireyleri esir almaktadır. Aslında obezite ameliyatları ölüm riski deneyimli cerrahlar tarafından yapıldığında bir safra kesesi veya apandisit ameliyatından farksızdır. Bu ameliyatta yanlış bilinen bir durum da aslında ölüm riski ameliyatın kendisinden ziyade obezite hastalığının getirdiği risklerden kaynaklanmaktadır. Çünkü obezite kalbi, akciğerleri, damaları vb. birçok hayati organı etkilemektedir. Oldukça nadir görülen bu riskleri kısaca özetleyecek olursak ;
Erken Dönemde:
• Emboli (pıhtı atması)
• Ameliyat yerinden kaçak
• Kanama
Geç Dönemde ise:
• Vitamin eksiklikleri
• Safra kesesi taş oluşumu
• Tekrar kilo alma (oldukça nadir)
• Saç dökülmesi görülebilir.
Tüp mide ameliyatı yapılacak kişilerin erken dönemde hamile kalmamaları önerilir. Çünkü ameliyat sonrası kilo kaybı ve beslenme alışkanlıklarındaki değişiklikler, hamilelik ve doğum sürecinde bazı riskleri artırabilir. Bu nedenle, tüp mide ameliyatı sonrasında hamile kalmayı planlıyorsanız, doktorunuzla konuşmanız ve önceden hazırlık yapmanız önerilir. Tüp mide ameliyatı sonrasında, vücutta vitamin ve mineral eksiklikleri oluşabilir. Hamilelik döneminde, bu eksikliklerin daha da artması, bebeğin sağlığı üzerinde olumsuz etkileri olabilir. Bu nedenle, hamile kalmayı planlayan kadınlar, ameliyat sonrası vitamin ve mineral takviyelerini düzenli olarak almalı ve düzenli olarak takip edilmelidir. Ayrıca, tüp mide ameliyatı sonrası kilo kaybı, hamileliği etkileyebilir. Gebelik sırasında, kilo alımı normaldir ve bebek sağlığı için gereklidir. Ancak, ameliyat sonrası kilo kaybı, gebelikte normal kilo alımına engel olabilir. Bu nedenle, hamile kalmayı planlayan kadınlar, ameliyat sonrası kilo kontrolü konusunda doktorlarıyla birlikte çalışmalıdır.
Tüp mide ameliyatı, obezite tedavisinde etkili bir yöntem olarak kabul edilir ve genellikle kalıcı bir kilo kaybı sağlar. Ameliyat sonrası dönemde, hastaların beslenme alışkanlıkları ve yaşam tarzı değişiklikleri yapması gerekebilir. Bu değişiklikler, ameliyat sonrası kilo kaybının devamını sağlar ve hastaların sağlıklı bir yaşam sürdürmesine yardımcı olur.
Tüp mide ameliyatının sonuçları, hastanın yaşına, kilosuna, genel sağlık durumuna ve ameliyat öncesindeki obezite derecesine bağlıdır. Ancak, genellikle aşağıdaki sonuçlar beklenir:
• Ameliyat sonrası, hastaların genellikle yaklaşık 1 yıl içinde %50-70 oranında fazla kilolarından kurtuldukları gözlemlenir. Bu kaybedilen kiloların bir kısmı, ameliyat sonrası ilk 6 ayda kaybedilir ve daha sonra daha yavaş bir hızda devam eder.
• Tüp mide ameliyatı, obeziteye bağlı hastalıkların tedavisinde etkili bir yöntemdir. Ameliyat sonrası, hastalarda diyabet, yüksek tansiyon, uyku apnesi, kalp hastalığı gibi birçok hastalık belirtilerinde düzelme görülebilir.
• Ameliyat sonrası, hastaların yaşam kalitesi genellikle artar. Daha fazla fiziksel aktivite yapabilme, daha rahat hareket edebilme, daha iyi uyku ve daha az ağrı gibi birçok fayda görülebilir.
Ancak, tüp mide ameliyatı da bazı riskler taşır. Ameliyat sonrası kanama, enfeksiyon, anesteziye bağlı komplikasyonlar, tromboz gibi ciddi sorunlar nadir olsa da görülebilir. Bu nedenle, ameliyat öncesi ve sonrası dönemde doktorunuzun önerilerini dikkate almanız önemlidir.